18 Aralık 2024 Çarşamba

Özgül Öğrenme Güçlüğü

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

(DİSLEKSİ)

Özgül öğrenme güçlüğü bir çocuğun zekası normal ve normalin üzerinde ve iyi eğitim alıyor olmasına rağmen okuma-yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. Özgül Öğrenme Güçlüğü olan çocukların zekaları normal ya da normalin üzerindedir.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Nasıl Fark Edilir?

Özgül öğrenme güçlüğü yaşayan öğrenciler; düşük okul başarısı ile akranlarından anlamlı derecede geri olmalarıyla fark edilebilirler. Konuşma, dinleme, okuma, yazma, matematik, akıl yürütmede önemli derecede güçlük yaşanması söz konusudur. Bu nedenle çocuklarda ÖÖG’nin fark edilmesi ve tanılanması genellikle okuma, yazma ve aritmetik ile ilgili temel becerilerin edinildiği ilkokul çağına denk gelmektedir. Bu nedenle tanı genellikle ilköğretim çağında konmaktadır.

ÖÖG tanılı bireyler, Standart eğitime rağmen yaşına ve zekâsına uygun başarı gösterememektedirler. İkincil olarak, bu bireyler, kendi başına idare etmede, sosyal kuralları algılamada ve kişilerarası etkileşim alanlarında sorunlar yaşayabilir.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Neden Gelişir? 

Genetik ve Çevresel faktörler, ÖÖG gelişimine sebep olur. Beyin hasarı geçirme, gebelik enfeksiyonları, doğumda ve doğum sonrasında yaşanan sorunlar, psikiyatrik sorunlar ve sosyoekonomik güçlükler gibi durumlar özgül öğrenme güçlüğünün ortaya çıkmasında etkili olabilmektedir.

Sebepler arasında nörolojik fonksiyonlardaki bozukluk, bilgi işleme modeli, algısal bozukluklar, yakın akraba evlilikleri, genetik, metabolik hastalıklar, gebelik sırasında bakımın yetersizliği, ilaç, alkol, sigara ve madde kullanımı, doğumda ve sonrasında yaşanan hastalıklar, enfeksiyonlar, kurşun zehirlenmesi, erken çocukluk döneminde uzun süreli beslenme yetersizlikleri vb. etmenler de yer almaktadır.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Belirtileri

OKUMA YAZMA ALANINDA:

Okurken ya da yazarken harflerin ya da sayıların yönünü ters yazma, kelimeleri sondan başa doğru sanki aynadan görüyor gibi yazma
Kelimeleri tersten okuyup yazma; ( ev yerine ve gibi )
Harf atlayarak, kelimeleri eksik yazma, noktalı ve noktasız harfleri yanlış yazma
Okurken ya da yazarken harf karıştırma (b yerine d gibi)
Okurken sıklıkla bulunduğu yeri kaybetme ya da satır atlama
Yazı yazarken çok çabuk yorulma
Büyük küçük harflerle karışık yazma
Sınıf düzeyine göre imla ve noktalama hataları yapma

MATEMATİK ALANINDA:

Sayıları ve matematik sembollerini öğrenememe
Basit işlemleri öğrenememe
Problemleri anlayıp, işleme geçirmede güçlük
Çarpım tablosunu ezberleyememe
Ardıl olarak saymada zorluk yaşamazken eşleme yaparak ya da kategorileme yaparak sayı saymada zorlanma

DİĞER ALANLARDA:

Dün/Bugün/Yarın kavramlarını zor öğrenme, doğru kullanamama
Saati zor öğrenme
Sağını solunu öğrenememe
Ayları, günleri, alfabenin harflerini doğru sıra ile öğrenememe
Yaşadığı bir olayı, izlediği bir filmi sırası ile aktaramama
Çevreyi çok iyi tanıdığı halde yön bulmakta güçlük çekme
Masanın üzerinde ya da çekmecede duran gözünün önünde duran eşyayı bulamama
·okul öncesi dönemde çatal kaşık kullanma, düğme açma, ilikleme, makas kullanma, resim yapma gibi işlevlerde zorlanma
Yüzme, bisiklete binme, ip atlama, topa vurma ve tırmanma gibi etkinliklerde yaşıtlarına oranla daha az yetenekli olma
Kendiliğinden (spontan) konuşma ve koşula uygun konuşmada sorun yaşanmazken soru sorulduğunda ya da belirli bir konuda konuşması istendiğinde düşüncelerini toparlayıp ifade etmekte zorlanma
Sakarlık

Ne yapılmalı?

ÖÖG tanısından şüphelenilen her çocuk, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanına (Çocuk Psikiyatristine) yönlendirilmelidir. Doktoru, öğretmenle iletişime geçebilir ya da gerekli formları doldurmasını isteyebilir. ÖÖG tanısının çocuk psikiyatri doktoru tarafından konulmasının ardından tedavi süreci başlar. Tedavi sürecinde öğretmenlerle işbirliği yapılmalıdır. Çocuğun eğitim düzeyini en iyi bilen kişi, çocuğun öğretmenidir. ÖÖG heterojen bir bozukluktur ve nedeni tam olarak aydınlatılamamıştır. Dolayısıyla da tedavisinde en etkili yöntemin ne olduğu konusunda uzlaşıya varılamamıştır. Tedavisinde özgün ve etkili bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Tedavide esas olan eğitimdir. Ancak eğitimden kast edilen müfredat programları ya da destekleyici özel dersler değildir. Tanı ve değerlendirmeler ışığında çocuğun sorun alanlarına ve öğrenme biçimlerine göre oluşturulmuş özel eğitim programları ve psikopedagojik tedavi önerilmektedir. Uygun eğitim programlarına katılmayan çocukların öğrenme alanında yaşadıkları zorlukların kendiliğinden düzelemeyeceği bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu sebeple tedavide özel eğitim çok önemlidir. Öğretmenler ve veliler akranlarına göre anlamlı derecede akademik başarısızlık çekmekte olan çocuğu gözlemlemelidir.

Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm Spektrum Bozukluğu(OSB) Nedir?

Sosyal iletişim ve etkileşimdeki kalıcı yetersizlikler, sınırlı/yinelenen davranış örüntüleri, aynılıkta ısrarcılık, rutinlere bağlılık ve duyusal uyaranlara aşırı duyarlılık ya da duyarsızlıkla kendini gösteren ve belirtileri yoğun olarak 24 ay ve sonrasında ortaya çıkan bir gelişimsel yetersizliktir.

Sıklık Yaygınlık

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi’nin verilerine göre, 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inde ve 2012 yılında her 88 çocuktan 1’inde görülürken, 2014 yılında her 68 çocuktan 1’inde görülmektedir. Ayrıca erkeklerde kızlardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Fakat erkeklere oranla kızlarda daha ağır seyrettiği ve zeka geriliğinin daha fazla eşlik ettiği bilinmektedir.

Belirtileri Nelerdir?

Her çocukta farklı belirtiler gözlenmekle birlikte genel çerçevede sosyal-iletişimsel yetersizlikler ve tekrarlayıcı davranışlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Farklı yaş gruplarına yönelik belirtileri inceleyecek olursak;

6-9 ay arasında;

- Babıldamanın (bababa, mamama gibi hece tekrarları)olmaması veya az olması,

- Karşısında konuşanın yüzüne bakmama,

- Göz kontağı kurmama ya da kısa süreli kurma(1-2 sn.),

- Karşısına geçip gülümsediğinizde tepki vermeme,

- İsmiyle seslenildiğinde bakmama,

- Kucağa alınma ya da dokunmaya karşı aşırı tepki veya tepkisizlik,

- Bazı nesnelere/oyuncaklara karşı aşırı ilgi gibi belirtiler gözleniyorsa;

1-3 yaş arasında;

- Karşılıklı gülümsemenin olmaması,

- Göz kontağı kurmama ya da kısa süreli bakma(1-2 sn.)

- İstediği nesneyi işaret parmağıyla göstermeme ya da sizin işaret ettiğiniz nesneye bakmama,

- İsmiyle seslendiğinizde bakmama,

- Gecikmiş konuşma, (örn:2 yaşında 2 kelimeden oluşan cümle kuramama)

- Taklit gerektiren oyunlarda yetersizlik (cee-e, telefonla konuşuyormuş gibi yapma vb.),

- Takıntılı ve tekrarlayıcı davranışlar sergileme (el çırpma, dönme, sallanma, parmak ucunda yürüme vb.),

- Dönen nesnelere, ışıklı ve parlak cisimlere ilgi gösterme,

- Oyuncaklarla amacına uygun olarak oynamama (oyun kurmak, -mış gibi yapmak yerine sıraya dizme, döndürme gibi sürekli ve kısıtlı şekillerde oynama),

- Yalnız başına oynamak isteme, yaşıtlarına karşı ilgisizlik,

- Ağrıya karşı duyarsızlık gibi belirtiler gözleniyorsa;

4-5 yaş arasında ise;

- Karşılıklı konuşma başlatma ve sürdürmede (selam verme, kısa süreli sohbet vb.) kısıtlılık,

- Karşısındakinin söylediği kelimelerin aynısını tekrarlama (ekolali) ve ya garip sesler çıkartma,

- Sembolik oyun kurma becerilerinde yetersizlik (sopadan at yapma, evcilik oyunu gibi –mış gibi yapma gerektiren oyunlar oynamama),

- Takıntılı ve tekrarlayıcı davranışlar (el çırpma, dönme, sallanma, parmak ucunda yürüme vb.) sergileme,

- Rutinlere karşı aşırı bağlılık (her gün aynı kıyafeti giymek, aynı yemeği yemek isteme vb.), değişiklere karşı direnç gösterme gibi belirtiler gözleniyorsa; Otizm Spektrum Bozukluğu açısından değerlendirme yapmak gerekmektedir.

Çocuğunuzda OSB Olduğundan Şüpheleniyorsanız Ne Yapmalısınız?

Eğer çocuğunuzun Otizm Spektrum Bozukluğu belirtileri gösterdiğini düşünüyorsanız bu durumu zaman kaybetmeden aile hekiminizle paylaşmalısınız. Aile hekiminiz “Çocuğun Psikososyal Gelişimini Destekleme(ÇPGD) Programı” dahilinde çocuğunuzu otizmin risk faktörleri bakımından değerlendirebilecek ya da bulunduğunuz yerdeki en yakın Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanına başvurmanız konusunda sizi bilgilendirecektir.

Unutmayın; Erken tanı ve müdahale, çocuğunuzun var olan potansiyelinin en yüksek düzeyde değerlendirilmesi ve gelişimsel destek programlarının etkin bir şekilde uygulanabilmesi bakımından oldukça önemlidir! Erken müdahale programları çocuğun ihtiyaçlarına uygun, sürekli ve nitelikli olduğunda toplumsal uyum becerilerinde ve diğer gelişim alanlarında ilerlemeler görülebilmektedir.