10 Nisan 2025 Perşembe

Hizmet İçi Eğitim

 

HİZMET İÇİ EĞİTİM SEMİNERLERİ

Bu sene ki Hizmet İçi Eğitim seminerlerimize "Görme yetersizliği olan bireylerde Bağımsız Hareket ve Yönelim Becerileri" konusu ile başlandı.

Bağımsız Hareket ve Yönelim Becerileri seminerinde işlenen konular; Baston kullanımı ve yöntemleri, Sarkaç baston tekniği, Çapraz baston tekniği, Merdiven inme ve çıkmada baston kullanımı, Asansör kullanımında baston kullanımı ile ilgili konular teorik ve uygulamalı olarak sunuldu.





18 Aralık 2024 Çarşamba

Zihinsel Yetersizlik

Zihinsel Engel ve Yetersizlikler

Zihinsel Yetersizlik Nedir?

Zihinsel yetersizliği olan birey; Zihinsel işlevler bakımından ortalamanın iki standart sapma altında farklılık gösteren, buna bağlı olarak kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan, bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan bireyi ifade etmektedir. Zihinsel yetersizlik, özel eğitime gereksinim duyan bireyler arasında en yaygın olarak görülen bir gruptur. Okul öncesi ve ilköğretim yıllarında bu bireylerle karşılaşmak mümkündür. Çoğunlukla hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar okulda öğretmenler tarafından fark edilirler. Orta ve ağır düzeyde zihinsel yetersizlikleri olanlar ise daha erken fark edilebilmektedir.

SINIFLANDIRMA

1) Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizlik: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde hafif düzeydeki yetersizliği nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetlerine sınırlı düzeyde ihtiyaç duyan bireyi ifade etmektedir.

Bireyin, temel okuma yazma ve sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumudur.

2) Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizlik: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki sınırlılık nedeniyle temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerinin kazanılmasında özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine yoğun şekilde ihtiyaç duyan bireyi ifade etmektedir. Bireyin gecikmeli bir konuşma ve dil gelişimi, sosyal duygusal ve davranış problemleri ile temel okuma yazma ve sayma becerilerinin kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumudur.

3) Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizlik: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki eksiklikleri nedeniyle öz bakım becerilerinin öğretimi de dahil olmak üzere yaşam boyu süren, yaşamın her alanında tutarlı ve yoğun özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan bireyi ifade etmektedir.

Bireyin ciddi şekilde konuşma ve dil gelişimi güçlüğü, sosyal, duygusal veya davranış problemleri ile temel özbakım becerilerini öğrenmesinde ortaya çıkan gecikme durumudur.

4) Çok Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizlik: Ciddi biçimde zihinsel ve birden fazla yetersizlik nedeniyle bireyin eğitim-öğretim hizmetlerinden yararlanamama durumudur. Devamlı yardıma ve bakıma ihtiyaç duyarlar.


ZİHİNSEL YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN GELİŞİMSEL ÖZELLİKLERİ


a) Fiziksel ve Psikomotor Gelişim Özellikleri: Hidrosefali, mikrosefali ve down sendromlu çocuklarda belirgin farklılıklar gözlenmektedir. Hidrosefali çocuklarda kafa normalden büyük, mikrosefali olan çocuklarda ise kafa normalden küçüktür. Zihinsel yetersizliği olan çocuklar yaşıtlarına göre oturma, emekleme, yürüme gibi becerileri daha geç kazanırlar. Büyük ve küçük kas becerilerinin kullanımında, el-göz koordinasyonu gerektiren becerilerde sıkıntı yaşayabilirler.


b) Zihinsel Gelişim Özellikleri: Dikkat süreleri oldukça kısadır ve dikkatlerini toplamakta zorlanırlar. Akademik kavramları geç ve güç öğrenirler. Öğrendiklerini kısa sürede unutabilirler. Öğrendiklerini genelleme konusunda da problem yaşarlar. Zaman ile ilgili kavramları zor öğrenir ve sıklıkla karıştırırlar.


c) Dil Gelişimi Özellikleri: Bütün çocuklarda olduğu gibi zihinsel yetersizliği olan çocuklarda da dil gelişimi benzer şekilde ilerlemektedir. Fakat zihinsel yetersizliği olan çocuklar bu gelişim aşamalarında daha yavaş ilerlemektedir. Her birinin dili kazanım süresinde farklılık görülmektedir ve bu genellikle zihinsel yetersizlik durumu ile paralellik göstermektedir. Bu problemdeki çocuklar duygu ve düşüncelerini anlatmada problem yaşarlar ve buna bağlı agresif davranışlar gösterebilirler. Konuşmaya ilişkin olarak sesin perdesi ve yüksekliği ile ilgili olan sesbilgisel sorunlar, konuşma seslerinin üretilmesi ile ilgili olan sesletim bozuklukları, konuşma hızı ve akıcılığı ile ilgili akıcılık problemleri ( kekemelik gibi) en yaygın görülen problemlerdir.


d) Sosyal ve Duygusal Gelişim Özellikleri: Kişilerarası becerilerinin zayıf olması ve sosyal olarak uygun olmayan davranışlar sergilemelerinden dolayı akranları veya sınıf arkadaşları tarafından reddedilme durumu ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu nedenle genellikle kendilerinden yaşça küçük olan çocuklarla iletişim kurmayı ve oynamayı tercih ederler. Yakın arkadaşlık ve dostluk kurmada sıkıntıları vardır. Oyun ve toplum kurallarına uymada problem yaşarlar. Kendilerine güvenleri azdır ve bağımsız hareket etmekten çekinirler.


 


e) Öz Bakım Becerilerinin Gelişimi: Hafif ve orta derecede zihinsel yetersizliği olan çocuklarda giyinme, soyunma, yemek yeme, kişisel temizliği yapabilme ve tuvalet alışkanlığının kazandırılması mümkündür. Fakat ağır ve çok ağır zihinsel engelli çocuklarda öz bakım becerilerinde problemler yaşanabilir. Özellikle- çok ağır zihinsel yetersizliği olan çocuklar bakıma muhtaçtırlar.


ZİHİNSEL YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ


Normal ya da zihinsel yetersizliği olan çocukların her birinin öğrenme stili ve öğrenme hızı farklılık göstermektedir. Zihinsel yetersizliği olan çocuklar akranlarından gelişimsel olarak geri kalmakla birlikte, gelişim düzeylerine uygun olarak hazırlanan eğitim-öğretim planları ile eğitim almalıdırlar. Bütün çocukların eğitiminde olduğu gibi zihinsel yetersizliği olan çocukların eğitiminde de onların ileride başkalarına bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürmeleri, kendi kendilerine yeterli duruma gelmeleri ve toplumda bütünleşmeleri amaçlanmaktadır. Zihinsel yetersizliği olan çocukların tam bağımsızlık kazanmaları ve toplumsal rolleri üstlenebilmeleri için, bireyin bireysel farklılıkları ile yapabildikleri dikkate alınarak eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi ve gereksinimlere uygun eğitim ortamlarının sunulması gerekmektedir.


Zihinsel yetersizliği olan çocukların eğitim gereksinimleri onların bireysel özelliklerine göre farklılaşabilmektedir. Diğer çocukların kendi başlarına ya da çok az yardımla öğrendikleri birçok beceriyi zihinsel yetersizliği olan çocuklar kendi başlarına öğrenmede ya da az bir yardımla üstesinden gelmede güçlük çekebilmektedirler. Zihinsel yetersizliğin derecesine ve çocuğun diğer alanlardaki becerilerinin etkilenme durumuna göre eğitim gereksinimlerinin belirlenebilmesi için, çok yönlü bir yaklaşımla yapılacak bir değerlendirmeye ihtiyaç vardır.


Bir çok zihinsel yetersizliği olan çocuk bağımsız yaşamayı öğrenebilir. Böylece birçoğu kendi bakımını sağlayabilir, ev işlerini yapabilir, evdeki eşya ve cihazları kullanabilir, temizliğini yapabilir, yiyecek hazırlayabilir, kısaca kendi yaşamını bağımsız olarak sürdürebilir. Dolayısıyla zihinsel yetersizliği olanların eğitiminde en üst amaç, onların bağımsız yaşam becerilerini bireysel özelliklerini göz önünde bulundurarak geliştirmek olmalıdır.


Kaynak: Zihinsel Yetersizlik


Özgül Öğrenme Güçlüğü

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

(DİSLEKSİ)

Özgül öğrenme güçlüğü bir çocuğun zekası normal ve normalin üzerinde ve iyi eğitim alıyor olmasına rağmen okuma-yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. Özgül Öğrenme Güçlüğü olan çocukların zekaları normal ya da normalin üzerindedir.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Nasıl Fark Edilir?

Özgül öğrenme güçlüğü yaşayan öğrenciler; düşük okul başarısı ile akranlarından anlamlı derecede geri olmalarıyla fark edilebilirler. Konuşma, dinleme, okuma, yazma, matematik, akıl yürütmede önemli derecede güçlük yaşanması söz konusudur. Bu nedenle çocuklarda ÖÖG’nin fark edilmesi ve tanılanması genellikle okuma, yazma ve aritmetik ile ilgili temel becerilerin edinildiği ilkokul çağına denk gelmektedir. Bu nedenle tanı genellikle ilköğretim çağında konmaktadır.

ÖÖG tanılı bireyler, Standart eğitime rağmen yaşına ve zekâsına uygun başarı gösterememektedirler. İkincil olarak, bu bireyler, kendi başına idare etmede, sosyal kuralları algılamada ve kişilerarası etkileşim alanlarında sorunlar yaşayabilir.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Neden Gelişir? 

Genetik ve Çevresel faktörler, ÖÖG gelişimine sebep olur. Beyin hasarı geçirme, gebelik enfeksiyonları, doğumda ve doğum sonrasında yaşanan sorunlar, psikiyatrik sorunlar ve sosyoekonomik güçlükler gibi durumlar özgül öğrenme güçlüğünün ortaya çıkmasında etkili olabilmektedir.

Sebepler arasında nörolojik fonksiyonlardaki bozukluk, bilgi işleme modeli, algısal bozukluklar, yakın akraba evlilikleri, genetik, metabolik hastalıklar, gebelik sırasında bakımın yetersizliği, ilaç, alkol, sigara ve madde kullanımı, doğumda ve sonrasında yaşanan hastalıklar, enfeksiyonlar, kurşun zehirlenmesi, erken çocukluk döneminde uzun süreli beslenme yetersizlikleri vb. etmenler de yer almaktadır.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Belirtileri

OKUMA YAZMA ALANINDA:

Okurken ya da yazarken harflerin ya da sayıların yönünü ters yazma, kelimeleri sondan başa doğru sanki aynadan görüyor gibi yazma
Kelimeleri tersten okuyup yazma; ( ev yerine ve gibi )
Harf atlayarak, kelimeleri eksik yazma, noktalı ve noktasız harfleri yanlış yazma
Okurken ya da yazarken harf karıştırma (b yerine d gibi)
Okurken sıklıkla bulunduğu yeri kaybetme ya da satır atlama
Yazı yazarken çok çabuk yorulma
Büyük küçük harflerle karışık yazma
Sınıf düzeyine göre imla ve noktalama hataları yapma

MATEMATİK ALANINDA:

Sayıları ve matematik sembollerini öğrenememe
Basit işlemleri öğrenememe
Problemleri anlayıp, işleme geçirmede güçlük
Çarpım tablosunu ezberleyememe
Ardıl olarak saymada zorluk yaşamazken eşleme yaparak ya da kategorileme yaparak sayı saymada zorlanma

DİĞER ALANLARDA:

Dün/Bugün/Yarın kavramlarını zor öğrenme, doğru kullanamama
Saati zor öğrenme
Sağını solunu öğrenememe
Ayları, günleri, alfabenin harflerini doğru sıra ile öğrenememe
Yaşadığı bir olayı, izlediği bir filmi sırası ile aktaramama
Çevreyi çok iyi tanıdığı halde yön bulmakta güçlük çekme
Masanın üzerinde ya da çekmecede duran gözünün önünde duran eşyayı bulamama
·okul öncesi dönemde çatal kaşık kullanma, düğme açma, ilikleme, makas kullanma, resim yapma gibi işlevlerde zorlanma
Yüzme, bisiklete binme, ip atlama, topa vurma ve tırmanma gibi etkinliklerde yaşıtlarına oranla daha az yetenekli olma
Kendiliğinden (spontan) konuşma ve koşula uygun konuşmada sorun yaşanmazken soru sorulduğunda ya da belirli bir konuda konuşması istendiğinde düşüncelerini toparlayıp ifade etmekte zorlanma
Sakarlık

Ne yapılmalı?

ÖÖG tanısından şüphelenilen her çocuk, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanına (Çocuk Psikiyatristine) yönlendirilmelidir. Doktoru, öğretmenle iletişime geçebilir ya da gerekli formları doldurmasını isteyebilir. ÖÖG tanısının çocuk psikiyatri doktoru tarafından konulmasının ardından tedavi süreci başlar. Tedavi sürecinde öğretmenlerle işbirliği yapılmalıdır. Çocuğun eğitim düzeyini en iyi bilen kişi, çocuğun öğretmenidir. ÖÖG heterojen bir bozukluktur ve nedeni tam olarak aydınlatılamamıştır. Dolayısıyla da tedavisinde en etkili yöntemin ne olduğu konusunda uzlaşıya varılamamıştır. Tedavisinde özgün ve etkili bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Tedavide esas olan eğitimdir. Ancak eğitimden kast edilen müfredat programları ya da destekleyici özel dersler değildir. Tanı ve değerlendirmeler ışığında çocuğun sorun alanlarına ve öğrenme biçimlerine göre oluşturulmuş özel eğitim programları ve psikopedagojik tedavi önerilmektedir. Uygun eğitim programlarına katılmayan çocukların öğrenme alanında yaşadıkları zorlukların kendiliğinden düzelemeyeceği bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu sebeple tedavide özel eğitim çok önemlidir. Öğretmenler ve veliler akranlarına göre anlamlı derecede akademik başarısızlık çekmekte olan çocuğu gözlemlemelidir.

Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm Spektrum Bozukluğu(OSB) Nedir?

Sosyal iletişim ve etkileşimdeki kalıcı yetersizlikler, sınırlı/yinelenen davranış örüntüleri, aynılıkta ısrarcılık, rutinlere bağlılık ve duyusal uyaranlara aşırı duyarlılık ya da duyarsızlıkla kendini gösteren ve belirtileri yoğun olarak 24 ay ve sonrasında ortaya çıkan bir gelişimsel yetersizliktir.

Sıklık Yaygınlık

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi’nin verilerine göre, 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inde ve 2012 yılında her 88 çocuktan 1’inde görülürken, 2014 yılında her 68 çocuktan 1’inde görülmektedir. Ayrıca erkeklerde kızlardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Fakat erkeklere oranla kızlarda daha ağır seyrettiği ve zeka geriliğinin daha fazla eşlik ettiği bilinmektedir.

Belirtileri Nelerdir?

Her çocukta farklı belirtiler gözlenmekle birlikte genel çerçevede sosyal-iletişimsel yetersizlikler ve tekrarlayıcı davranışlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Farklı yaş gruplarına yönelik belirtileri inceleyecek olursak;

6-9 ay arasında;

- Babıldamanın (bababa, mamama gibi hece tekrarları)olmaması veya az olması,

- Karşısında konuşanın yüzüne bakmama,

- Göz kontağı kurmama ya da kısa süreli kurma(1-2 sn.),

- Karşısına geçip gülümsediğinizde tepki vermeme,

- İsmiyle seslenildiğinde bakmama,

- Kucağa alınma ya da dokunmaya karşı aşırı tepki veya tepkisizlik,

- Bazı nesnelere/oyuncaklara karşı aşırı ilgi gibi belirtiler gözleniyorsa;

1-3 yaş arasında;

- Karşılıklı gülümsemenin olmaması,

- Göz kontağı kurmama ya da kısa süreli bakma(1-2 sn.)

- İstediği nesneyi işaret parmağıyla göstermeme ya da sizin işaret ettiğiniz nesneye bakmama,

- İsmiyle seslendiğinizde bakmama,

- Gecikmiş konuşma, (örn:2 yaşında 2 kelimeden oluşan cümle kuramama)

- Taklit gerektiren oyunlarda yetersizlik (cee-e, telefonla konuşuyormuş gibi yapma vb.),

- Takıntılı ve tekrarlayıcı davranışlar sergileme (el çırpma, dönme, sallanma, parmak ucunda yürüme vb.),

- Dönen nesnelere, ışıklı ve parlak cisimlere ilgi gösterme,

- Oyuncaklarla amacına uygun olarak oynamama (oyun kurmak, -mış gibi yapmak yerine sıraya dizme, döndürme gibi sürekli ve kısıtlı şekillerde oynama),

- Yalnız başına oynamak isteme, yaşıtlarına karşı ilgisizlik,

- Ağrıya karşı duyarsızlık gibi belirtiler gözleniyorsa;

4-5 yaş arasında ise;

- Karşılıklı konuşma başlatma ve sürdürmede (selam verme, kısa süreli sohbet vb.) kısıtlılık,

- Karşısındakinin söylediği kelimelerin aynısını tekrarlama (ekolali) ve ya garip sesler çıkartma,

- Sembolik oyun kurma becerilerinde yetersizlik (sopadan at yapma, evcilik oyunu gibi –mış gibi yapma gerektiren oyunlar oynamama),

- Takıntılı ve tekrarlayıcı davranışlar (el çırpma, dönme, sallanma, parmak ucunda yürüme vb.) sergileme,

- Rutinlere karşı aşırı bağlılık (her gün aynı kıyafeti giymek, aynı yemeği yemek isteme vb.), değişiklere karşı direnç gösterme gibi belirtiler gözleniyorsa; Otizm Spektrum Bozukluğu açısından değerlendirme yapmak gerekmektedir.

Çocuğunuzda OSB Olduğundan Şüpheleniyorsanız Ne Yapmalısınız?

Eğer çocuğunuzun Otizm Spektrum Bozukluğu belirtileri gösterdiğini düşünüyorsanız bu durumu zaman kaybetmeden aile hekiminizle paylaşmalısınız. Aile hekiminiz “Çocuğun Psikososyal Gelişimini Destekleme(ÇPGD) Programı” dahilinde çocuğunuzu otizmin risk faktörleri bakımından değerlendirebilecek ya da bulunduğunuz yerdeki en yakın Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanına başvurmanız konusunda sizi bilgilendirecektir.

Unutmayın; Erken tanı ve müdahale, çocuğunuzun var olan potansiyelinin en yüksek düzeyde değerlendirilmesi ve gelişimsel destek programlarının etkin bir şekilde uygulanabilmesi bakımından oldukça önemlidir! Erken müdahale programları çocuğun ihtiyaçlarına uygun, sürekli ve nitelikli olduğunda toplumsal uyum becerilerinde ve diğer gelişim alanlarında ilerlemeler görülebilmektedir.

Down Sendromu

Down Sendromu, bir kromozom anomalisidir. Sıradan bir insan vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken Down Sendromlu bireylerde kromozom sayısı 47’dir. Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile meydana gelir. Bu sebepten dolayı Down Sendrumu Trisomy 21 diye de bilinmektedir.

Down Sendromunun oluşmasında; ülke, milliyet, sosyo-ekonomik statü farkı yoktur. Down Sendromuna sebep olduğu bilinen tek etmen hamilelik yaşıdır, hamilelik yaşı ilerledikçe risk artar. Ülkemizde, doğum öncesi dönemde anne adaylarının, Down Sendromu gibi fetal anomaliler ve kromozomal bozukluklara yönelik tarama testleri ve USG incelemeleri hakkında bilgilendirilmeleri sağlanarak gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır. Ortalama her 800 doğumda bir görülür. Tüm dünyada 6 milyon civarında Down Sendromlu birey yaşamaktadır.

Trisomy 21, Translokasyon ve Mozaik olmak üzere 3 tip Down Sendromu vardır.

Down Sendromu tanısı doğumdan hemen ya da kısa bir süre sonra konulur. Down Sendromlularda görülen bazı fiziksel özellikler; çekik küçük gözler, basık burun, kısa parmaklar, kıvrık serçe parmak, kalın ense, avuç içindeki tek çizgi, ayak başparmağının diğer parmaklardan daha açık olması tipiktir.

Down Sendromlu bireyler bazı rahatsızlıklara (kalp hastalıkları, işitme ve görme sorunları, tiroid rahatsızlıkları, zayıf bağışıklık sistemi, solunum problemleri, öksürük ve soğuk algınlığı, mide ve bağırsak hastalıkları) daha yatkındırlar. Bu yüzden sağlık kontrollerinin aksatılmadan ve zamanında yapılması gerekmektedir. Down Sendromlu bireylerin eşlik eden kongenital anomalilerine yönelik gerekli tıbbi ve cerrahi tedavileri uygun şekilde sürdürülmelidir. 

Down Sendromlu bebeklerin fiziksel ve zihinsel gelişimi yaşıtlarına göre daha geridedir. Ancak fiziksel terapi ve öğrenme programlarıyla, yürümeyi, konuşmayı öğrenebilirler, tuvalet ihtiyaçlarını giderebilirler, okula gidebilirler ve arkadaş edinebilirler. Uygun eğitim programları ile toplum hayatına başarı ile uyum sağlayabilmektedirler.

Kaynak: Down Sendromu

14 Aralık 2021 Salı

Kurumumuz

                 Seyhan Bilgin Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olarak vizyonumuz her bir öğrencimizin bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurarak en nitelikli ve en faydalı eğitimi vermektir.

                Kurumumuzda Hafif, Orta ve Ağır Düzey Zihinsel yetersizliği olan bireylere, Disleksi (Özel Öğrenme Güçlüğü) tanısı olan bireylere, Down Sendromu tanısı olan bireylere ve Otizim Spektrum Bozukluğu tanısı olan bireylere eğitim verilmektedir.

                Kurumumuzda Özel Eğitim Öğretmenler,  Çocuk Gelişimi Bölümü mezunları, Sınıf Öğretmenleri ve Okul Öncesi Öğretmenleri Görev yapmaktadır.

                Aynı zamanda kurumumuzda Psikolojik Danışman ya da Psikolog aktif olarak çalışmaktadır.

                Kurumumuzdan eğitim alan öğrenciler servis ablası eşliğinde ücretsiz olarak evinden alınıp ders bittikten sonra tekrar evine güvenli bir şekilde bırakılmaktadır.